Tag Archives: çocuk hikayeleri

Can ile Minik Kuş

Can ile Minik Kuş Can okuldan eve geldiği sırada dışarıda şiddetli bir yağmur başlamıştı. Yemeğini yedikten sonra ödevlerini yapmaya başlamadan önce annesinden yağmuru seyretmek için biraz izin istedi. Annesi Can’a kısa bir süre izin verdi. Can da pencerenin ke- narına gelip yağan yağmuru seyretmeye başladı. Sokakta şemsiyesiyle yürüyenlerden başka, şemsiyesi olmadığı için apartmanların kenarına sığınan… Read More »

Uçan Terlik

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde deve tellal pire berberken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallarken, birbirine bir elmanın iki yarısı kadar benzeyen iki kardeş varmış. İkizlermiş; boyları bosları, kaşları gözleri aynıymış ama huyları birbirinden çok farklıymış. İkiz Bir bağırarak konuşur, İkiz İki’nin sesi yumuşacıkmış. İkiz Bir vurup kırmayı severmiş, İkiz… Read More »

Selim ve Taklitçi Kuş Papağan

“Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah’ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.” (Bakara Suresi, 164) Selim o gün annesiyle… Read More »

Sevgi Ağacı

Bir zamanlar, uçsuz bucaksız bir kum çölünün ortasında, yemyeşil yapraklarıyla dibine gölge ve serinlik veren bir ağaç varmış. Çölün kavurucu ve acımasız sıcağı, kumları kızdırır ama bu ağacın yeşil yapraklarını kurutamazmış. Kızgın güneş ne yaparsa yapsın, yapraklar hep yeşil ve parlak olurmuş. Güneşin sıcağından bunalıp kaçan tüm hayvanlar, bu ağacın gölgesinde dinlenir, esen rüzgarın tüylerini… Read More »

Beyaz Kaptan Hikayesi

Evvel zaman içinde deniz kenarında küçük bir köy varmış. Bu köyün halkı denizcilikten başka iş bilmezmiş. Yaşlı, genç, kadın, erkek bütün köy halkı denizle uğraşır, hayatlarını mavi suların kendilerine sağladığı nimetlerden faydalanarak sürdürürmüş. Dış dünya onlara kapalıymış. Deniz insanlara, insanlar birbirlerine yardım ederlermiş. Kimi balık avlar, kimi ağ örer, kimi sünger çıkarır, kimi tekne yapımında… Read More »

Ustasını Yenen Çırak

Bir zamanlar tembel bir çocuk varmış. Bu çocuk küçük yaşta annesiz kalmış. Babası odun toplayarak satar, ekmek parası kazanır tembele bakarmış. Bir gün babası ile odun toplamaya çıkmışlar. Babası of of derken birden bire karşılarında bir cin belirmiş. Babası cine sormuş `neden geldin?`Cin cevap vermiş: `beni sen çağırdın, benim adım of tur. Dile benden ne… Read More »

Aman Beni Acele Çine Gönder

Hazret-i Süleyman aleyhisselamın yanında bir zat oturuyordu. Ölüm meleği geldi ve o kimseye öyle bir baktı ki, kendisine korku ve ürperme geldi. Bu gelenin kim olduğunu Süleyman aleyhisselam’dan sordu. Ve ölüm meleği olduğunu öğrenince: “Ey Allah’ın peygamberi, ben ondan çok korktum. Beni Çin’e gönder de, ondan uzakta olayım.” dedi. Hazret-i Süleyman aleyhisselam, rüzgara emrederek o… Read More »

Ahmet ve Neşeli Ördek

Ahmet ve Neşeli Ördek Ahmet hafta sonu ailesiyle birlikte dedesini ziyarete gelmişti. Akşam yemeğine kadar dedesi, Ahmet’i her zamanki gibi parka götürdü. Orada Ahmet’i bir sürpriz bekliyordu. Parka geldiklerinde Ahmet havuzda yüzen ördekleri görünce çok sevindi. Dedesi de Ahmet’in ördekleri çok sevdiğini bildiği için yanında ördeklerin yiyebileceği yiyecekler getirmişti. Onları Ahmet’e verdi ve oradaki bir… Read More »

Asla Yalan Söyleme

Eski zamanlarda, insanlar ilim öğrenmek için çok çalışırlar, her türlü güçlüklere katlanırlardı. Küçük yaşlarında köylerinden, ailelerinden ilim öğrenmek için ayrılırlar, yıllarca onlardan uzaklarda zor şartlar altında yaşarlardı. Seyyid Abdulkadir’in de küçük yaşta içine öğrenme arzusu düşmüş, bunun çarelerini aramaya başlamıştı. Sonunda dayanamadı, annesine gelerek; -Anneciğim, ilim öğrenmek için Bağdat’a gitmek istiyorum…dedi. Annesi ise; -Senden ayrılmaya… Read More »

Su Perisi Masalı

Güzel mi güzel bir Su Perisi deniz kıyısında oturmuş düşünüyormuş; kendisinin bir işe yaramadığını yaşamın anlamsızlığını, insanların duyarsızlığını, orada niye bulunduğunu… Bir yandan da denizdeki dalgalara bakıyormuş. Dalgalardan küçük olanlar kıyıya kadar ulaşıp yumuşacık geriye doğru akarken karşıdan köpürerek gelen büyük dalgalar kendi kendini kırıyor hızı kesildiği için de kıyıya ulaşamıyormuş. Dalgaları insanlara benzetmiş birden.… Read More »